Duvder üyeleri olarak her sene olduğu gibi bu sene de birçok arkadaşımızı mezun ettik.
Değerli arkadaşlarımız Türk Milleti'ne layık birer fert olabilmek adına kendilerine yakışan şekilde başarılarla dolu bir dönemi daha sonlandırdılar ve yine birçok arkadaşımız üniversite hayatının sonuna geldi.
Başarılarından ve katkılarından dolayı hepsine tek tek teşekkür eder, bundan sonraki hayatlarında başarılarnın devamını dileriz.
DUVDER Yönetimi

Mezuniyet töreni programı için buraya tıklayın.

Mevlit Kandili

Mevlit kandilinizi kutlar Türk ve İslam alemine hayırlara vesile olmasını cenabı Allahtan dileriz. Bu güzel gecede bizler içinde dualar etmenizi ümit ediyoruz.

Üniversite senatosunca bir duyuruyla şu aşamada türban konusunda ek bir madde çıkana dek eski uygulamanın devam edeceği bildirildi.
Duyuru metni;

Dicle Üniversitesi Senatosu, 26.02.2008 tarihinde olağanüstü toplanarak Yükseköğretim Kurumlarında türbanın serbest bırakılması konusundaki gelişmeleri görüşmüş ve konunun hassasiyetine binaen aşağıdaki açıklamayı kamuoyuna duyurmayı gerekli görmüştür.


KAMUOYUNA DUYURU



23 Şubat 2008 tarih ve 26796 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5735 sayılı Kanunla, Anayasanın 10. maddesinin 4. fıkrasında değişiklik yapılmış, 42. maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir. Bu durum, Üniversitelerde kılık-kıyafet uygulamasıyla ilgili kamuoyunda farklı yorum ve tartışmalara neden olmuştur.

Bu yapay gündemin, öğrencilerimiz arasında ve toplumda ayrışmaya, huzursuzluğa ve ülkemizin karşı karşıya olduğu çok önemli sorunların göz ardı edilmesine neden olacağından kaygı duymaktayız.

Yükseköğretim öğrencilerinin kılık-kıyafeti konusunda, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş olduğu kararlar, Anayasamızın 138 ve 153. madde hükümleri doğrultusunda bağlayıcı niteliklerini devam ettirmektedir.
Senatomuz; bu koşullar altında, 2547 sayılı Yasanın Ek 17. maddesinde Anayasaya uyarlı yasal bir düzenleme yapılana değin, hukuki süreç devam ettiğinden, hukukun üstünlüğüne olan inancı gereği; yükseköğretim kurumlarında kılık–kıyafet konusunda tesis edilmiş olan yargı kararlarına uyulması ve bugüne dek yürürlükte olan uygulamanın aynen sürdürülmesinin uygun olduğuna karar vermiştir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 

DİCLE ÜNİVERSİTESİ SENATOSU

Şu adresten de dökümana ulaşabilirsiniz; TIKLAYIN


Patlamaya hazır hale getirilmiş 5 kilo amonyum nitrat ele geçirildi.

Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı askeri üssünde helikopter trafiği yaşanırken, Lice ilçesinde yapılan arazi taramasında terör örgütü mensuplarınca patlamaya hazır hale getirilen 5 kilo amonyum nitrat ele geçirildi.

PKK terör örgütüne yönelik sınır ötesi ve sınır içinde operasyonlar sürerken bölgede yaşanan askeri hareketlik nedeniyle tansiyon her geçen gün artıyor. Operasyonların devam ettiği Diyarbakır ve çevresinde kobra ve skorski helikopterleri havadan destek veriyor. 7. Kolordu Komutanlığı askeri üssünde peş peşe helikopterlerin havalandığı gözlenirken, Lice ilçesi dağlık kesiminde yapılan arazi taramasında patlamaya hazır 5 kilo amonyum nitrat ele geçirildi. Diyarbakır'da devam eden operasyonlara ilişkin Genelkurmay Başkanlığı tarafında yapılan açıklamada şöyle denildi" Diyarbakır ili Lice ilçesi dağlık arazi kesiminde güvenlik güçleri tarafından icra edilen arama ve tarama faaliyeti esnasında, terör örgütü mensuplarınca, 5 kilo amonyum nitrat kullanılarak hazırlanmış bir adet patlayıcı madde düzeneği bulunmuş, ele geçirilen patlayıcı madde düzeneği imha edilmiştir."

İHA

Diyarbakır Belgesel Oldu

Image Kültür ve Turizm Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın desteğiyle hazırlanan ve 47 dakikadan oluşan belgesel için Suriye ve Ürdün’de de çekimler yapıldı

30 sahabe mezarının bulunduğu Diyarbakır’ın dinî ve kültürel zenginliği belgesel film halinde çekildi. 8 dilde seslendirilen ve 47 dakika süren belgesel, üç dinin bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış kutsal değerlerini dünya kamuoyu ile paylaşıyor ve Diyarbakır hakkında bilmediğimiz pek çok şeyden haberdar olmamızı sağlıyor.

Diyarbakır’ın üç büyük din için önemli yer teşkil eden kutsal mekanları ve kültürel zenginliklerinin filmi çekildi. ‘Tarihle Yaşayanlar-Diyarbakır Belgeseli’ adını taşıyan çalışma geniş bir kadroyla yaklaşık 1 yılda tamamlanabildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın desteğiyle hazırlanan ve 47 dakikadan oluşan belgesel için Suriye ve Ürdün’de de çekimler yapıldı. Belgesel, Türkçe, İngilizce, Arapça, Farsça, Urduca, Almanca, Fransızca ve İspanyolca olmak üzere 8 dilde seslendirildi. Dünyanın birçok ülkesindeki Türk ataşeliklerine gönderilen belgesel yerli ve yabancı televizyon kanallarında önümüzdeki günlerde yayınlanacak.

Spiker Mesut Mertcan’ın seslendirdiği belgesel, Trabzonlu yönetmen Halil Demirci, yapımcı Bahar Akay ve ekibi tarafından çekildi. Şehrin inanç turizmi açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu anlatan Demirci, 3 dinin bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış kutsal değerlerini dünya kamuoyuna ilk kez sunacakları için heyecanlı olduklarını söylüyor. Yönetmen Demirci, terör ve kapkaç çeteleriyle anılan şehrin, aslında bir peygamberler ve sahabeler kenti olduğunu, diğer semavi dinler açısından da çok sayıda kutsal mekân barındırdığını ifade ediyor. Diyarbakır’ın sahip olduğu zenginliklerin bugüne kadar tanıtılmamış olmasına anlam veremeyen Demirci’ye göre, şehir çok değerli ve okunmayı bekleyen bir kitap gibi.

Belgesel hakkında bilgi veren Demirci, kutsal mekân görüntülerini ayetlerde verilen ipuçları ve delilleri ile birlikte ekrana yansıttıklarını anlatıyor. Ashab-ı Kehf mağarasının Diyarbakır’da bulunduğunu belirtirken bölgedeki ilginç bir geleneği ise şöyle aktarıyor: “Lice ilçesinde 168 kişiye Ashab-ı Kehf’ten Yemliha ismi verildiğini tespit ettik. Mağarada bekleyen köpek olan Kıtmir ismi bile 12 kişiye verilmiş. Bu isimler gelenek üzerine veriliyor. Ayrıca mağaranın görüntüsü ve güneş ışıklarının giriş şekli ayetlerde belirtildiği gibi.”

Halil Demirci, ilk insanların yaşadığı, ilk tahılın ve buğdayın hasat edildiği 10 bin yıllık Çayönü bölgesi, Hilar Mağaraları ve Kikan yerleşim alanının ilk kez kendileri tarafından kameraya alındığını söylüyor. İslam, Hıristiyan ve Yahudi dünyasının ilgisini çekecek, turizm açısından önemli kutsal mekânları tespit ettiklerini bildiren Demirci, Eğil yakınlarında Yuhanna İncili’nin yazıldığı mağarayı görüntülemiş. Mağarada aziz mezarları, duvarları süsleyen freskler ve kabartmaları tespit etmiş. “Dağdaki mağaranın içerisinden Dicle Nehri’ne inen yaklaşık 200 basamaklı yol ve gizli geçitler vardı. Bu görüntüler dünya televizyonlarında yayınlandıktan sonra şüphesiz değişik inanca sahip insanlar bu toprakları ziyarete gelecektir. Hz. Elyesa ve Hz. Zülküf’ün burada bulunması, Hz. İlyas’a peygamberliğin bu şehirde verilmesi, Hz. Yunus’un Fis Kayası’nda 7 yıl kalması tarihî gerçeklerdir.” diyen Demirci, şehri, anlatılmayı ve anlaşılmayı bekleyen bir tarih hazinesi olarak tanımlıyor.

Şairler ve yazarlar memleketi

Diyarbakır’ın Halid bin Velid komutasındaki İslam Ordusu tarafından 639’da fethedildiğini hatırlatan Halil Demirci, şehirde o günden bugüne kadar ezan sesinin hiç dinmediğini ve şehrin hiç düşman işgaline uğramadığını söyledi. Şehrin kamuoyundaki kötü imajını hak etmediğini vurgulayan yönetmen, Diyarbakırlıya bu konuda büyük sorumluluk düştüğünü ifade ediyor. Demirci, ünlü Malabadi ve Haburman Köprüsü, Çermik Kaplıcaları, Ergani’deki tarihî eserler ve Silvan’daki Selahattin Eyyubi Camii gibi çok sayıda eserin ayakta olduğunu belirtiyor. Yurtdışındaki insanların Türkiye’yi tanımaması gibi, Türkiye’nin batısının da doğusunu iyi tanımadığını anlatan Demirci, “Ahmed Arif, Sezai Karakoç, Süleyman Nazif, Ozansoy ailesi, Cahit Sıtkı Tarancı, Ziya Gökalp Diyarbakırlı.” diyor.

Diyarbakır belgeselinde Ulu Cami’ye 5 dakika yer verildi. 3 dine mabetlik yapan Ulu Cami, Diyarbakır’da 4 mezhepten olan vatandaşların aynı anda ibadet ettikleri bir mekân. Yönetmen Demirci, camiden çıkan farklı mezhepten insanların aynı avluda bir araya gelmesini, beraberlik ve kardeşlik adına Diyarbakır’ın tarihini özetleyen bir olay olarak nitelendiriyor.

Kaynak

Image
Hükümet, İspanya ve İngiltere'nin terörle mücadele deneyimini mercek altına aldı. ETA ve IRA'ya karşı yürütülen mücadele, yasal düzenlemeler, af dahil siyasi önlemler inceleniyor. Türban tartışmaları hala heyecanını koruyor ama bu sırada hükümetin terörle mücadele mesaisi de sürüyor.

Bu yıl kış boyunca hem sınır ötesinde hem de sınır içinde operasyonlar devam etti. İlkbaharda hareketliliğin daha da artması ve terörle mücadelenin her yönüyle gündemde ilk sıraya yükselmesi bekleniyor. Bunun hükümet kanadında belirtileri de var.

Çiçek İspanya'da ETA deneyimini dinledi

Hızlanan terör trafiğinde nasıl adım atacağını belirlemeye çalışan hükümet, öncelikle benzer sorunları yaşayan iki ülke, İspanya ve İngiltere'nin deneyimlerini öğrenmeyi planladı.

Bunun için Bakan Cemil Çiçek İspanya'ya gitti, ETA terörü, başlangıcı, terörle mücadele yöntemleri, yasal prosedürleri İspanyol muhataplarına sordu.

Benzer sorular İngiltere'deki güvenlik birimlerine de iletildi ve sorulara verilen yanıtlar bir rapor halinde Ankara'ya geldi.

Hükümet, özellikle terörle mücadele edilirken bu iki ülkede kullanılan teknikleri mercek altına aldı. Yapılan yasal düzenlemeler, bunların sonuçları görüşmelerde önemli yer tuttu.

Siyasi yön de incelendi

Ama sadece bunlar değil mücadelenin siyasi yönü de incelendi. Af dahil alınan siyasi önlemler ve bu önlemleri sonuçları şimdi bir rapor halinde hükümetin önünde.

Hazırlanan ve ülke örneklerini içeren rapor Terörle Mücadele Yüksek Kurulu'nda ele alınacak. Terör örgütü PKK'ya karşı yürütülen mücadele için başta ABD olmak üzere, ilgili ülkelerle üst düzey temasların sıklaştırılması da planlanıyor
(Kaynak)

Asıl Terörist Sizsiniz!

PKK'lılara böyle haykıran Türk kadınını, İngiliz polisi güçlükle susturdu..

Londra’da PKK yandaşları Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesinin yıldönümü nedeni ile bir yürüyüş düzenledi.

Yaklaşık 5 saat süren yürüyüş boyunca, olası saldırıları önlemek için 180 İngiliz polisi görev yaptı. Yaklaşık bin PKK yandaşının gösteri yürüyüşü boyunca, terör örgütü lehine pankartlar taşındı ve sloganlar atıldı. Yol boyunca, hazırladıkları bildirilerden de dağıtan PKK yandaşları, bir Türk kadınının tepki göstermesi üzerine onu susturmaya çalıştılar. “Terörist Türkiye” diye bağıran terör yandaşlarına, “Asıl terörist sizsiniz” diyen Türk kadını, araya giren İngiliz polisi susturdu. PKK yandaşları Türk Bankasının önünden geçerken ise, “Burası faşistlerin yuvası” diyerek slogan attılar.

VİDEO İÇİN TIKLAYIN

Türk ve Kürt asıllı vatandaşların yaşadığı semtlerde yapılan yürüyüşte, PKK yandaşlarına İngiliz polisinin, terör örgütünü öven sloganlar nedeni ile ilgili bir müdahalede bulunmadığı gözlendi. İngiltere’de PKK terör örgütleri arasında olduğu kabul edildiği için, PKK ve diğer terör örgütleri lehine slogan atmak, bunları desteklediğini gösteren kıyafetler giymek, terör örgütünü destekleyen pankartlar taşımak, terörü desteklemek anlamına geldiği için, suç kapsamına giriyor. Geçtiğimiz haftalarda İngiltere Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan, İngiltere’de PKK’ya müsamaha gösterilmeyeceği yönündeki açıklamaya ve İngiltere’de uygulamada olan terör yasalarına rağmen, PKK’nın her türlü gösterisine göz yumulması dikkat çekiyor.

İHA

Gazetecİ Hrant Dink’in “karanlık” bir suikaste kurban gitmesinin 1. yıldönümünde Agos gazetesi önünde düzenlenen tören, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne hakaret ve saldırıya dönüştü. İstanbul Şişli’de toplanan kalabalığın arasına karışan göstericilerden bazıları ‘Katil devlet’ sloganları attı.



Barikatları yıktılar
Bu sırada, gösterinin yapıldığı alanda trafiğin açık tutulması amacıyla polis tarafından kurulan barikat, bazı gruplar tarafından yıkıldı. Azgın güruh kendilerine engel olmak isteyen polisle de çatıştı. Konuşmacılar cinayetin henüz aydınlatılmadığını ileri sürüp bundan devleti sorumlu tuttu.



MHP’ye saldırdılar
Gerilimli törenin ardından yine çeşitli sloganlar atarak dağılan göstericilerden bir grup, İstiklal Caddesi’ndeki MHP lokaline saldırdı, attıkları taş ve sopalarla camları kırdı. Kıbrıs Türk Kültür Derneği’ni de hedef alan gözü dönmüş kalabalığın linç etmeye kalkıştığı genci, polis silah çekerek kurtardı.



Şişli’de nümayiş



Günlerdir bazı medya organlarında yapılan çağrılar sonucu Şişli’de toplanan marjinal gruplar nümayiş yaptı.




Hrant Dink’e olaylı anma

Gazeteci Hrant Dink, öldürülüşünün birinci yılında olaylı gösterilerle anıldı. İstanbul’da MHP lokaline saldırıldı; “katil devlet” sloganları atıldı; polis barikatları yıkıldı


19 Ocak 2007’de uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i anmak için düzenlenen törenlerde olaylar çıktı. Anma etkinliklerinin en büyüğü suikastın gerçekleştirildiği Şişli Halaskargazi Caddesi’nde yapıldı. Dink’in eşi Rakel Dink’in de konuşma yaptığı törene katılanlar yolun orta refüjüne konulan barikatları yıkarak polisle çatıştı. Ancak gerginlik polisin sağduyusu sayesinde fazla büyümedi. Törende, ’Katil devlet’, “Hepimiz Hrant Dink’iz”, “Hepimiz Ermeni’yiz”, “Faşizme ölüm” gibi sloganlar atıldı, Kürtçe, Ermenice, İngilizce ve Türkçe dövizler taşındı.

Polisi taşladılar

Törenin ardından İstiklal Caddesi boyunca yürüyüşe geçen bir grup ise cadde üzerindeki bulunan MHP lokalini hedef aldı. Lokal önünde sloganlar atan göstericiler, ellerindeki taş ve sopalarla binanın camlarını kırdılar. Bununlada yetinmeyen göstericiler kendilerine müdahale eden polislere taş ve sopalar fırlatarak karşılık verdi. Polis ekipleri ise kendilerine saldıran göstericilerden bir kısmını gözaltına aldı.

“Elinde bayrak var” diye dövdüler

Öte yandan, Kıbrıs Türk Kültür Derneği’nin İstanbul Şubesi’ne de saldırı da bulunuldu. Yine taş ce sopalarla binanın camlarını kıran göstericiler ellerinde Türk ve KKTC bayrağı bulunan şahısları linç etmeye kalkıştı. Polis kalabalık bir grubun ortasında darp edilen bir kişiyi silahını çekerek yaralı bir şekilde ellerinden zor kurtardı.


Polisin güvenlik önlemi için koyduğu barikatlar göstericiler tarafından yıkıldı.


Moskova’da tahrik ettiler
Dink’in ölüm yıl dönümünde, Moskova’daki Türk Büyükelçilği önünde de tören düzenledi. Az sayıdaki göstericiler, Büyükelçilik binası karşısındaki kaldırıma yerleştirilen Dink’in fotoğrafının önüne karanfil bırakıp mum yaktı ve Türkiye aleyhine sloganlar attı. Göstericiler, herhangi bir slogan atmazken, tek tek sıraya girip Dink’in fotoğrafının önüne karanfil bırakıp mum yaktıktan sonra sessiz bir şekilde dağıldı. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı gösteride, Ermenistan bayraklarının yanı sıra Rusya ve Yunanistan bayrakları da açıldı. Gösteride, geçen ay İsveç’te öldürülen Süryani sosyolog Fuat Deniz’in defotoğrafı taşındı. Büyükelçilik binası önündeki gösteriyi düzenleyenler arasında bulunan ve adını açıklamayan bir Ermeni genç, anma töreninin Rusya Ermeni Kilisesi ve Novo-Nahçıvan Ermeni Gençler Birliği tarafından organize edildiğini belirterek, şunları söyledi: “Eylemin amacı elim bir cinayete kurban giden bir insanı anmaktır. Onun söylediklerini ve yaptıklarını anmaktır. O doğruyu söylüyordu ve ondan dolayı öldürüldü.”

DTP HAKKINDA KAPATMA DAVASI

Anayasa Mahkemesi'ne başvuran DTP, ön savunma için ek süre talebinde bulundu.

07.01.2008 18:00

Demokratik Toplum Partisi (DTP), Anayasa Mahkemesine başvurarak, partinin kapatılmasına ilişkin davada, ön savunma için ek süre talebinde bulundu.

Alınan bilgiye göre, parti avukatları Yüksek Mahkemeye başvurarak, ön
savunma için sürenin 3 ay daha uzatılmasını talep ettiler. Anayasa Mahkemesi, bu talebi kabul edebileceği gibi ek sürenin daha kısa olmasına da karar verebilir. Yüksek Mahkemenin talebi reddetmesi halinde ise DTP'nin 10 Ocaka kadar ön savunma vermesi gerekiyor.

-SÜREÇ-

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, bir siyasi partinin kapatılması
istemiyle Anayasa Mahkemesine açılan davalarda, ''ceza davası'' prosedürü
izleniyor.

DTP'nin, iddianamenin tebliğinin ardından yasal bir aylık süre içinde ön
savunma vermesi gerekiyor. Bu sürenin uzatılması için yapılabilecek başvuruyu, Anayasa Mahkemesi karara bağlayacak. Ön savunmanın ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, esas hakkındaki görüşünü sunacak. Bu görüş, DTP'ye gönderilecek. Daha sonra belirlenecek bir tarihte Yalçınkaya sözlü açıklama, DTP yetkilileri de sözlü savunma yapacaklar. Bütün bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak raportör, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken, gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, gerekse davalı DTP ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek.

Raporun, Anayasa Mahkemesinin 11 üyesine dağıtılmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç bir toplantı günü belirleyecek. Üyeler, belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacaklar.

DTP hakkındaki kapatma davasını, 11 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi Heyeti karara bağlayacak. Asıl üyelerden herhangi birinin bulunmaması veya emekliye ayrılması halinde 4 yedek üyeden en kıdemlileri heyete katılacak.

Anayasa'da son yapılan değişiklikle bir siyasi partinin kapatılmasına karar
verilebilmesi için nitelikli çoğunluğun oyu aranacak. Buna göre, kapatma kararı
için Anayasa Mahkemesinin 11 asıl üyesinin en az 7'sinin oyu gerekecek.

A.A

Kaynak: HaberTürk


Diyarbakır Dedeman Oteli ve Galeria Alışveriş Merkezi arasındaki otoparkta bulunan araç patladı. Patlamada ilk belirlemelere göre 5 kişi öldü, 6'sı ağır 52 kişi yaralandı. Diyarbakır şehir merkezinde saat 16.55 sularında meydana gelen patlamada çok sayıda kişinin yaralandığı öğrenildi. Emniyet patlamaya bombalı bir aracın neden olduğunu açıkladı. Patlamanın, uzaktan kumandalı bir düzenekle gerçekleştirdiği iddia edildi.



Patlama sonrası çok sayıda itfaiye arabası ve ambulans olay yerine sevk edildi. Patlama ardından çıkan yangına itfaiye ekipleri müdahale etti. Müdahale sırasında ara ara patlamalar oluyor 6-7 otomobil ve bir otobüs, hala yanıyor.
Diyarbakır'daki korkunç patlamalardan fotoğraflar

MİT Müsteşarı Erdoğan'a bilgi verdi

Yaralılar ise alevlerin içinden çıkarıldı. Polis olay yerini kordon altına aldı, bölge boşaltıldı.

Patlama nedeniyle Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve Dedeman Oteli'nin de aralarında bulunduğu çevredeki çok sayıda binanın camları kırıldı ve zarar gördü.
Söndürülürken zaman zaman patlamalar meydana geliyor. Hastanelere ise 50 yaralının götürüldüğü belirtildi. Yaralılar, ambülanslarla Diyarbakır Devlet Hastanesi ve Dicle Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi.

Olayla ilgisi bulunduğu öne sürülen iki PKK üyesinin arandığı belirtilirken, patlamanın meydana geldiği yerde ikinci bir bomba ihtimaline karşın güvenlik önlemleri alındı. Diyarbakır'daki patlamanın hemen ardından polis alarma geçti. Patlama sonrasında şüpheli görülen bazı kişilerin kaçtığı iki mahalle, ekipler tarafından kuşatıldı. Ev ev arama yapılıyor. İlk gelen bilgilere göre bazı gözaltılar var.

Meydana gelen patlamada hayatını kaybedenlerden ikisinin kimliği belirlendi. Patlamada hayatını kaybedenlerden ikisinin Eren Şahin ve Rıdvan Süver (18) olduğu belirtildi.

Patlamada yaralananların isimleri için tıklayınız...

Kaynak: Mynet


Blogger Template by Blogcrowds


2008 | Blogger Temaları by GeckoandFly Blogger Uyarlama: Blogcrowds.

Distributed by Blogger Temaları