Patlamaya hazır hale getirilmiş 5 kilo amonyum nitrat ele geçirildi.

Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı askeri üssünde helikopter trafiği yaşanırken, Lice ilçesinde yapılan arazi taramasında terör örgütü mensuplarınca patlamaya hazır hale getirilen 5 kilo amonyum nitrat ele geçirildi.

PKK terör örgütüne yönelik sınır ötesi ve sınır içinde operasyonlar sürerken bölgede yaşanan askeri hareketlik nedeniyle tansiyon her geçen gün artıyor. Operasyonların devam ettiği Diyarbakır ve çevresinde kobra ve skorski helikopterleri havadan destek veriyor. 7. Kolordu Komutanlığı askeri üssünde peş peşe helikopterlerin havalandığı gözlenirken, Lice ilçesi dağlık kesiminde yapılan arazi taramasında patlamaya hazır 5 kilo amonyum nitrat ele geçirildi. Diyarbakır'da devam eden operasyonlara ilişkin Genelkurmay Başkanlığı tarafında yapılan açıklamada şöyle denildi" Diyarbakır ili Lice ilçesi dağlık arazi kesiminde güvenlik güçleri tarafından icra edilen arama ve tarama faaliyeti esnasında, terör örgütü mensuplarınca, 5 kilo amonyum nitrat kullanılarak hazırlanmış bir adet patlayıcı madde düzeneği bulunmuş, ele geçirilen patlayıcı madde düzeneği imha edilmiştir."

İHA

Diyarbakır Belgesel Oldu

Image Kültür ve Turizm Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın desteğiyle hazırlanan ve 47 dakikadan oluşan belgesel için Suriye ve Ürdün’de de çekimler yapıldı

30 sahabe mezarının bulunduğu Diyarbakır’ın dinî ve kültürel zenginliği belgesel film halinde çekildi. 8 dilde seslendirilen ve 47 dakika süren belgesel, üç dinin bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış kutsal değerlerini dünya kamuoyu ile paylaşıyor ve Diyarbakır hakkında bilmediğimiz pek çok şeyden haberdar olmamızı sağlıyor.

Diyarbakır’ın üç büyük din için önemli yer teşkil eden kutsal mekanları ve kültürel zenginliklerinin filmi çekildi. ‘Tarihle Yaşayanlar-Diyarbakır Belgeseli’ adını taşıyan çalışma geniş bir kadroyla yaklaşık 1 yılda tamamlanabildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın desteğiyle hazırlanan ve 47 dakikadan oluşan belgesel için Suriye ve Ürdün’de de çekimler yapıldı. Belgesel, Türkçe, İngilizce, Arapça, Farsça, Urduca, Almanca, Fransızca ve İspanyolca olmak üzere 8 dilde seslendirildi. Dünyanın birçok ülkesindeki Türk ataşeliklerine gönderilen belgesel yerli ve yabancı televizyon kanallarında önümüzdeki günlerde yayınlanacak.

Spiker Mesut Mertcan’ın seslendirdiği belgesel, Trabzonlu yönetmen Halil Demirci, yapımcı Bahar Akay ve ekibi tarafından çekildi. Şehrin inanç turizmi açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu anlatan Demirci, 3 dinin bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış kutsal değerlerini dünya kamuoyuna ilk kez sunacakları için heyecanlı olduklarını söylüyor. Yönetmen Demirci, terör ve kapkaç çeteleriyle anılan şehrin, aslında bir peygamberler ve sahabeler kenti olduğunu, diğer semavi dinler açısından da çok sayıda kutsal mekân barındırdığını ifade ediyor. Diyarbakır’ın sahip olduğu zenginliklerin bugüne kadar tanıtılmamış olmasına anlam veremeyen Demirci’ye göre, şehir çok değerli ve okunmayı bekleyen bir kitap gibi.

Belgesel hakkında bilgi veren Demirci, kutsal mekân görüntülerini ayetlerde verilen ipuçları ve delilleri ile birlikte ekrana yansıttıklarını anlatıyor. Ashab-ı Kehf mağarasının Diyarbakır’da bulunduğunu belirtirken bölgedeki ilginç bir geleneği ise şöyle aktarıyor: “Lice ilçesinde 168 kişiye Ashab-ı Kehf’ten Yemliha ismi verildiğini tespit ettik. Mağarada bekleyen köpek olan Kıtmir ismi bile 12 kişiye verilmiş. Bu isimler gelenek üzerine veriliyor. Ayrıca mağaranın görüntüsü ve güneş ışıklarının giriş şekli ayetlerde belirtildiği gibi.”

Halil Demirci, ilk insanların yaşadığı, ilk tahılın ve buğdayın hasat edildiği 10 bin yıllık Çayönü bölgesi, Hilar Mağaraları ve Kikan yerleşim alanının ilk kez kendileri tarafından kameraya alındığını söylüyor. İslam, Hıristiyan ve Yahudi dünyasının ilgisini çekecek, turizm açısından önemli kutsal mekânları tespit ettiklerini bildiren Demirci, Eğil yakınlarında Yuhanna İncili’nin yazıldığı mağarayı görüntülemiş. Mağarada aziz mezarları, duvarları süsleyen freskler ve kabartmaları tespit etmiş. “Dağdaki mağaranın içerisinden Dicle Nehri’ne inen yaklaşık 200 basamaklı yol ve gizli geçitler vardı. Bu görüntüler dünya televizyonlarında yayınlandıktan sonra şüphesiz değişik inanca sahip insanlar bu toprakları ziyarete gelecektir. Hz. Elyesa ve Hz. Zülküf’ün burada bulunması, Hz. İlyas’a peygamberliğin bu şehirde verilmesi, Hz. Yunus’un Fis Kayası’nda 7 yıl kalması tarihî gerçeklerdir.” diyen Demirci, şehri, anlatılmayı ve anlaşılmayı bekleyen bir tarih hazinesi olarak tanımlıyor.

Şairler ve yazarlar memleketi

Diyarbakır’ın Halid bin Velid komutasındaki İslam Ordusu tarafından 639’da fethedildiğini hatırlatan Halil Demirci, şehirde o günden bugüne kadar ezan sesinin hiç dinmediğini ve şehrin hiç düşman işgaline uğramadığını söyledi. Şehrin kamuoyundaki kötü imajını hak etmediğini vurgulayan yönetmen, Diyarbakırlıya bu konuda büyük sorumluluk düştüğünü ifade ediyor. Demirci, ünlü Malabadi ve Haburman Köprüsü, Çermik Kaplıcaları, Ergani’deki tarihî eserler ve Silvan’daki Selahattin Eyyubi Camii gibi çok sayıda eserin ayakta olduğunu belirtiyor. Yurtdışındaki insanların Türkiye’yi tanımaması gibi, Türkiye’nin batısının da doğusunu iyi tanımadığını anlatan Demirci, “Ahmed Arif, Sezai Karakoç, Süleyman Nazif, Ozansoy ailesi, Cahit Sıtkı Tarancı, Ziya Gökalp Diyarbakırlı.” diyor.

Diyarbakır belgeselinde Ulu Cami’ye 5 dakika yer verildi. 3 dine mabetlik yapan Ulu Cami, Diyarbakır’da 4 mezhepten olan vatandaşların aynı anda ibadet ettikleri bir mekân. Yönetmen Demirci, camiden çıkan farklı mezhepten insanların aynı avluda bir araya gelmesini, beraberlik ve kardeşlik adına Diyarbakır’ın tarihini özetleyen bir olay olarak nitelendiriyor.

Kaynak

Image
Hükümet, İspanya ve İngiltere'nin terörle mücadele deneyimini mercek altına aldı. ETA ve IRA'ya karşı yürütülen mücadele, yasal düzenlemeler, af dahil siyasi önlemler inceleniyor. Türban tartışmaları hala heyecanını koruyor ama bu sırada hükümetin terörle mücadele mesaisi de sürüyor.

Bu yıl kış boyunca hem sınır ötesinde hem de sınır içinde operasyonlar devam etti. İlkbaharda hareketliliğin daha da artması ve terörle mücadelenin her yönüyle gündemde ilk sıraya yükselmesi bekleniyor. Bunun hükümet kanadında belirtileri de var.

Çiçek İspanya'da ETA deneyimini dinledi

Hızlanan terör trafiğinde nasıl adım atacağını belirlemeye çalışan hükümet, öncelikle benzer sorunları yaşayan iki ülke, İspanya ve İngiltere'nin deneyimlerini öğrenmeyi planladı.

Bunun için Bakan Cemil Çiçek İspanya'ya gitti, ETA terörü, başlangıcı, terörle mücadele yöntemleri, yasal prosedürleri İspanyol muhataplarına sordu.

Benzer sorular İngiltere'deki güvenlik birimlerine de iletildi ve sorulara verilen yanıtlar bir rapor halinde Ankara'ya geldi.

Hükümet, özellikle terörle mücadele edilirken bu iki ülkede kullanılan teknikleri mercek altına aldı. Yapılan yasal düzenlemeler, bunların sonuçları görüşmelerde önemli yer tuttu.

Siyasi yön de incelendi

Ama sadece bunlar değil mücadelenin siyasi yönü de incelendi. Af dahil alınan siyasi önlemler ve bu önlemleri sonuçları şimdi bir rapor halinde hükümetin önünde.

Hazırlanan ve ülke örneklerini içeren rapor Terörle Mücadele Yüksek Kurulu'nda ele alınacak. Terör örgütü PKK'ya karşı yürütülen mücadele için başta ABD olmak üzere, ilgili ülkelerle üst düzey temasların sıklaştırılması da planlanıyor
(Kaynak)

Asıl Terörist Sizsiniz!

PKK'lılara böyle haykıran Türk kadınını, İngiliz polisi güçlükle susturdu..

Londra’da PKK yandaşları Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesinin yıldönümü nedeni ile bir yürüyüş düzenledi.

Yaklaşık 5 saat süren yürüyüş boyunca, olası saldırıları önlemek için 180 İngiliz polisi görev yaptı. Yaklaşık bin PKK yandaşının gösteri yürüyüşü boyunca, terör örgütü lehine pankartlar taşındı ve sloganlar atıldı. Yol boyunca, hazırladıkları bildirilerden de dağıtan PKK yandaşları, bir Türk kadınının tepki göstermesi üzerine onu susturmaya çalıştılar. “Terörist Türkiye” diye bağıran terör yandaşlarına, “Asıl terörist sizsiniz” diyen Türk kadını, araya giren İngiliz polisi susturdu. PKK yandaşları Türk Bankasının önünden geçerken ise, “Burası faşistlerin yuvası” diyerek slogan attılar.

VİDEO İÇİN TIKLAYIN

Türk ve Kürt asıllı vatandaşların yaşadığı semtlerde yapılan yürüyüşte, PKK yandaşlarına İngiliz polisinin, terör örgütünü öven sloganlar nedeni ile ilgili bir müdahalede bulunmadığı gözlendi. İngiltere’de PKK terör örgütleri arasında olduğu kabul edildiği için, PKK ve diğer terör örgütleri lehine slogan atmak, bunları desteklediğini gösteren kıyafetler giymek, terör örgütünü destekleyen pankartlar taşımak, terörü desteklemek anlamına geldiği için, suç kapsamına giriyor. Geçtiğimiz haftalarda İngiltere Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan, İngiltere’de PKK’ya müsamaha gösterilmeyeceği yönündeki açıklamaya ve İngiltere’de uygulamada olan terör yasalarına rağmen, PKK’nın her türlü gösterisine göz yumulması dikkat çekiyor.

İHA


Blogger Template by Blogcrowds


2008 | Blogger Temaları by GeckoandFly Blogger Uyarlama: Blogcrowds.

Distributed by Blogger Temaları