
Yazar: Ahmet YILMAZ
“Bu hükümet temel hak ve özgürlükler konusunda samimi değildir. Eğer samimi olsalardı, hâlâ milletin kılık, kıyafeti ve inancıyla uğraşmazdı. Bu ülkenin, insanların temel hak ve özgürlüklerini garanti altına alacak bir hükümete ihtiyacı vardır...”
“Filistin’de kan var, işgal var, bir millet yok edilmeye çalışılıyor, devlet terörü var! Bunlara karşı kuru temenniden başka bir şey yapılmıyor.”
“ABD, İsrail’i korumak için Şaron’a göz yummaya devam etmektedir. İsrail’in Filistin’e uyguladığı katliamı kınıyoruz. Filistin’de kan akmaya devam ediyor ama hükümetin bu konuda maalesef bir duyarlığı yok...”
“Soruyorum ABD’ye, AB’ye ve Birleşmiş Milletler’e siz neredesiniz? Hıristiyanlık’taki Paskalya törenleriyle barışı kutlarken, Ortadoğu’ya neden barışı getirmiyorsunuz?” “Hükümet maalesef Ortadoğu konusunda gerekli iradeyi ortaya koyamamıştır. Yaşadığımız görüntüler 21. yüzyıl başında bizi üzmektedir. Bir taraftan küreselleşmeyi konuşacağız. Diğer taraftan emperyalist duygularını tatmin etme isteği, içinde olanlara destek vereceğiz. Bunu anlamak mümkün değil...”
“IMF parayı verdi. Ama hangi şartlar altında ve nerde kullanılacağını söyleyerek verdi. Bu paraların adresleri belliydi ve bunun karşılığında istenen tavizler vardı. Yarın bunlar ‘Kıbrıs’ı konuşalım’ derler.”
“Türkiye’nin baş edemeyeceği hiçbir problemi yoktur. Bunlar IMF’nin karşısında memurlar gibi oturuyorlar. Acizler hükümeti, halkı bir simit ve bir çaya mahkûm etti. 50 milyar doları batık bankalara hortumlattılar. Ülkenin milyarlarca doları hortumculara yedirildi. Eğer dürüst ve iradeli bir yönetim gelseydi, belki de IMF ile masaya oturmaya bile gerek kalmayacaktı. IMF’den gelen paralar bu ülkeye hibe değildir. Bu paraları benim köylüm, benim memurum ödüyor. Bizler kurtuluş mücadelesi yapacağız. Son günlerde AB ile yatıyorlar AB ile kalkıyorlar. Biz de istiyoruz ama bizi neden oyalıyorsunuz? AB diyerek karın doymaz...”
Durun. Güzel tespitler, güzel yazmış falan demeyin sakın. Bu sözler bana ait değil. Bu sözler AKP Lideri Sayın Erdoğan’a ait. Şaşırdınız mı yoksa? Hemen şaşırmayın. Bu sözler virgülüne kadar Sayın Erdoğan’a aittir. Bu sözlerin tek ortak özelliği Sayın Erdoğan, Başbakan olmadan önce söylenmiş olmasıdır.
Tarih bilimciler kronolojik tarih yazarken nasıl milattan önce / milattan sonra şeklinde bir ayrım yapıyorlarsa, Sayın Erdoğan’la ilgili not tutanlar da “koltuktan önce / koltuktan sonra” ayrımını yapmak zorundadırlar. Yukarıda yazılanlar Sayın Erdoğan’ın koltuk öncesi devirlerine ait sözleriydi. Aşağıda yazanlar ise koltuk sonrasıdır. Bakalım “yüz seksen derecelik muhteşem siyasi dönüşler” sonrasında dökülen inciler nasıl dizilmiş, bakalım koltuktan sonra ne değişmiş.
Koltuktan sonra Sayın Erdoğan.
“ABD’nin küresel düzeydeki konumu ve gücü, uluslararası ilişkilerin belki de en belirleyici özelliği haline gelmiştir. Bu ise dünya için bir fırsattır. Günümüzün tek süper gücü olmak beraberinde zorluk ve sorumluluk da getirmektedir. ABD dünyayla ilgilenmeye devam etmelidir.”
“Demokrasi bizim için amaç değil, araçtır. İstediğimiz durağa gelince ineriz.”
“Askerlik yan gelip yatma yeri değildir.”
“(Sayın) Öcalan düşüncelerinin değil, şu anda, almış olduğu ‘kellelerin’ hesabını veriyor.”
Ve. Sayın Erdoğan’ın Türk siyasi üslubuna ‘büyük katkı sağlayan’ en önemli sözünü unutursak ayıp olur: “Ananı da al git lan.”
Sevgi / Saygı / Dostlukla.
--------------------------------------------------------------------------------
GÜNÜN SÖZÜ
“Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.”
Maide Suresi / 51
31.05.2007
Ahmet YILMAZ
2 Comments:
-
- Adsız said...
16 Haziran 2007 01:15Çok güzel hazırlanmış, yağmur nereye yağarsa tarlayı oraya çekenlerden oluşan bir iktidar işte, şu an başımızdaki. Bakalım yarın neleri değişecek :)- Adsız said...
16 Haziran 2007 01:17Doğru söze ne denir?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)